top of page

İŞ GÖRME SÖZLEŞMELERİ

HİZMET SÖZLEŞMESİ

Hizmet sözleşmesi, işçinin işverene bağımlı olarak belirli veya belirli olmayan süreyle iş görmeyi ve işverenin de ona zamana veya yapılan işe göre ücret ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. İşçinin işverene bir hizmeti kısmi süreli olarak düzenli biçimde yerine getirmeyi üstlendiği sözleşmeler de hizmet sözleşmesidir. Genel hizmet sözleşmesine ilişkin hükümler, kıyas yoluyla çıraklık sözleşmesine de uygulanır.

Şekle bağlı değildir. Geçersizliği sonradan anlaşılan hizmet sözleşmesi, hizmet ilişkisi ortadan kaldırılıncaya kadar, geçerli bir hizmet sözleşmesinin bütün hüküm ve sonuçlarını doğurur.

Özel hukuk sözleşmesidir. İş sahibinin kamu tüzel kişisi olması bunu değiştirmez. Tam 2 tarafa borç yükler. Sürekli edimlidir. İşçinin kişiliğine bağımlıdır. Bağımlılık ilişkisi vardır.

İşçinin borçları:

1. bizzat çalışma borcu: emredici değildir.

2. özen ve sadakat: rekabette bulunmamak da buraya girer.

3. teslim ve hesap verme

4. fazla çalışma borcu: ek ücret alır.

5. talimatlara uyma

6. işverenin denetimine katlanma borcu

Rekabet etmeme borcu: Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı YAZILI olarak üstlenebilir. Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.

Rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremez ve süresi, özel durum ve koşullar dışında 2 yılı aşamaz. Hâkim, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabilir.

Asıl hizmet sözleşmesi yazılı olarak yapılmamış olsa bile rekabet yasağı sözleşmesinin YAZILI olarak yapılması gerekir. İşçi tek başına borç altına gireceği için sadece işçinin imzası yeterlidir.

Rekabet yasağına aykırı davranan işçi, bunun sonucu olarak işverenin uğradığı bütün zararları gidermekle yükümlüdür. Yasağa aykırı davranış bir ceza koşuluna bağlanmışsa ve sözleşmede aksine bir hüküm de yoksa, işçi öngörülen miktarı ödeyerek rekabet yasağına ilişkin borcundan kurtulabilir; ancak, işçi bu miktarı aşan zararı gidermek zorundadır. İşçinin davranışı haklı gösteriyorsa, yasağa aykırı davranışa son verilmesini de isteyebilir.

Rekabet yasağı, işverenin bu yasağın sürdürülmesinde gerçek bir yararının olmadığı belirlenmişse sona erer. Sözleşme, haklı bir sebep olmaksızın işveren tarafından veya işverene yüklenebilen bir nedenle işçi tarafından feshedilirse, rekabet yasağı sona erer.

İşverenin borçları

1. Ücret ödeme borcu: asgariden az olamaz.

2. Fazla çalışma ücreti: İşveren, fazla çalışma için işçiye normal çalışma ücretini en az %50 fazlasıyla ödemekle yükümlüdür. İşveren, işçinin rızasıyla fazla çalışma ücreti yerine, uygun bir zamanda fazla çalışmayla orantılı olarak izin verebilir.

3. İşin sonucundan pay alma: Sözleşmeyle işçiye ücretle birlikte üretilenden, cirodan veya kârdan belli bir pay verilmesi kararlaştırılmışsa, hesap dönemi sonunda bu pay, yasal hükümler veya genellikle kabul edilmiş ticari esaslar göz önünde tutularak belirlenir.

4. İşçiye belli işlerde aracılık yapması karşılığında işverence bir ücret ödeneceği kararlaştırılmışsa, aracılık yapılan işlemin üçüncü kişi ile geçerli olarak kurulmasıyla işçinin istem hakkı doğar.

5. İkramiye: İşveren, bayram, yılbaşı ve doğum günü gibi belirli günler dolayısıyla işçilerine özel ikramiye verebilir. Ancak, işçilerin ikramiyeyi istem hakları bu konuda anlaşmanın veya çalışma şartının ya da işverenin tek taraflı taahhüdünün varlığı hâlinde doğar. Hizmet sözleşmesi ikramiyenin verildiği dönemden önce sona ermişse, ikramiyenin çalıştığı süreye yansıyan bölümü ödenir.

Aksine âdet olmadıkça, işçiye ücreti her ayın sonunda ödenir. Ancak, hizmet sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesiyle daha kısa ödeme süreleri belirlenebilir. İşveren, işçiden olan alacağı ile ücret borcunu işçinin rızası olmadıkça takas edemez.

İşçinin ücret alacağı 5 YILLIK ZAMANAŞIMINA TABİDİR. Sözleşmenin sona ermesiyle, sözleşmeden doğan bütün borçlar muaccel olur. Muacceliyet anı, işçinin aracılığı suretiyle kurulan hukuki ilişkilerde üçüncü kişinin üstlendiği borç, hizmet sözleşmesinin sona ermesinden sonra tamamen veya kısmen ifa edilecekse 6 aya; dönemsel edimler içeren ilişkilerde 1 yıla; sigorta sözleşmelerinde veya ifası 6 aydan uzun bir süreye yayılmış olan işlerde ise 2 yıla kadar, yazılı bir anlaşmayla ertelenebilir. Üretilenden pay verilmesi öngörülen hâllerde ürün payı belirlenir belirlenmez, cirodan veya kârdan pay verilmesi kararlaştırılan hâllerde ise pay, hesap dönemini izleyen en geç 3 ay sonunda muaccel olur.

Hizmet sözleşmelerinde sadece işçi aleyhine koyulan ceza koşulu geçersizdir. İşçinin işverenden alacağı ibra sözleşmesi:

- Yazılı olmalı

- Sözleşmenin bitiminden itibaren en az 1 aylık süre geçmiş olmalı.

- İbra konusu ve miktarı açıkça belirlenmeli.

- Ödeme eksiksiz ve banka aracılığı ile yapılmalı. Diğerleri makbuz hükmündedir.

Hizmet sözleşmelerinin devri ancak işçinin YAZILI rızasıyla yapılır. Devreden ve devralan 2 yıl müteselsil sorumludur.

Belirli süreli hizmet sözleşmesinin süresi dolmasına rağmen devam ediyorsa sözleşme belirsiz süreliye dönüşür. Ancak esaslı bir sebep varsa üst üste belirli süreli sözleşme yapılır.

Normalde belirli süreli sözleşme süre bitince kendiliğinden sona erer. Şu hallerde belirli süreli sözleşmeler fesihle sona erdirilir:

1. 10 yıldan sonra taraflar 6 aylık fesih bildirimiyle sona erdirebilir.

2. 2 ayı aşmamak koşuluyla deneme süresi öngörebilirler, bu halde fesih süresine uyulmasına gerek yoktur.

3. Taraflar belli süreye rağmen sözleşmenin fesih süresi verilerek

Belirsiz süreliyse:

- Hizmet süresi 1 yıla kadar olan işçi için 2 hafta sonra,

- 1-5 yıl arasıysa 4 hafta sonra,

- 5 yıldan çoksa 6 hafta sonra sona erer. Ama işveren 6 haftalık ücreti baştan vererek de sözleşmeyi feshedebilir. Süreler kısaltılamaz ama uzatılabilir. Fesih hakkı kötüye kullanılmışsa fesih bildirim süresine ait ücretin 3 katı tazminat ödenir.

Haklı sebeple fesih (süreli veya süresiz olmasının önemi yok)

Haklı sebep yoksa, işçi belirli sürelilerde süreye uyulsaydı, belirsiz sürelilerde bildirim süresine uyulsaydı elde edeceği miktarı tazminat olarak ister. Ancak ödenecek tazminat 6 aylık ücretten çok olamaz.

İşçi, haklı sebep olmaksızın işe başlamadığı veya aniden işi bıraktığı takdirde işveren, aylık ücretin dörtte birine eşit bir tazminat isteme hakkına sahiptir. İşverenin, ayrıca ek zararlarının giderilmesini isteme hakkı da vardır. Tazminat isteme hakkı takas yoluyla sona ermemişse işveren, işçinin işe başlamamasından veya işi bırakmasından başlayarak otuz gün içinde, dava veya takip yoluyla bu hakkını kullanmak zorundadır. Aksi takdirde, tazminat isteme hakkı düşer.

İşçi, işverenin mirasçılarından tazminat isteyebilirken işveren, işçinin mirasçılarından tazminat isteyemez.

PAZARLAMACILIK SÖZLEŞMESİ

Pazarlamacılık sözleşmesi, pazarlamacının sürekli olarak, bir ticari işletme sahibi işveren hesabına ve işletmesinin dışında, her türlü işlemin yapılmasına aracılık etmeyi veya yazılı anlaşma varsa, bu anlaşmada belirtilen işlemleri yapmayı, işletme sahibi işverenin de buna karşılık ücret ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.

Sürekli niteliktedir, pazarlamacı sadece aracılık işleri yapmayı üstlenebileceği gibi işveren hesabına işlem yapmayı üstlenmiş de olabilir. Pazarlamacı bu faaliyetleri işyeri dışında yerine getirir. Pazarlamacılık sözleşmesi, sözleşmenin süresini, sona ermesini, pazarlamacının yetkilerini, ücret ve masrafların nasıl ödeneceğini, taraflardan birinin yerleşim yeri yabancı ülkede ise uygulanacak hukukun ve yetkili mahkemenin hangisi olduğunu içerir. Bir geçerlilik şartı yoktur ancak pazarlamacıya işlem yapma yetkisi verilecekse bunun yazılı olarak verilmesi geçerlilik şartıdır.

Pazarlamacı müşterileri ziyaret etmekle yükümlüdür. Bunu yaparken işverenin talimatlarına uygun yapmalıdır. Eğer işlem yapma yetkisi verilmişse, işverenin rızası olmadan fiyatlarda ve koşullarda değişiklik yapamaz. Pazarlamacı, kendisi veya 3. Kişiler hesabına işlem yapamaz ve aracılık edemez. İşveren, bir geçerlilik şartı olmaksızın rekabet etmeme borcunu kısmen veya tamamen kaldırabilir. Pazarlamacı işverene düzenli olarak bilgi vermek zorundadır. Pazarlamacının, müşterilerin ödememelerinden veya diğer yükümlülüklerini ifa etmemelerinden sorumlu olacağına ya da alacağın tahsili için yapılacak masrafları tamamen veya kısmen karşılayacağına ilişkin anlaşmalar, kesin olarak hükümsüzdür. Ama pazarlamacı, kendi müşteri çevresiyle işlem yapıyorsa, müşterilerin borçlarını ifa etmemesi durumunda, işverenin her bir işlemde uğrayacağı zararın 4’te 1’ini geçmemek üzere karşılamayı, uygun bir ek komisyon kararlaştırılması koşuluyla yazılı olarak üstlenebilir.

Pazarlamacıya belirli bir pazarlama alanında veya belirli bir müşteri çevresinde faaliyette bulunma yetkisi verilmiş ve aksine yazılı anlaşma da yapılmamışsa işveren, başkalarına aynı alan veya çevrede faaliyette bulunma yetkisi veremez; ancak, kendisi üçüncü kişilerle işlem yapabilir.

İşveren, pazarlamacıya sadece belirli bir miktardan veya bu miktarla birlikte komisyondan oluşan bir ücret ödemekle yükümlüdür. Ücretin tamamının veya önemli kısmının komisyondan oluşacağına ilişkin yazılı anlaşma, kararlaştırılan komisyonun, pazarlamacının faaliyetinin uygun karşılığını oluşturması koşuluyla geçerlidir. Deneme süresi için ödenecek ücret, serbestçe kararlaştırılabilir. Ancak, deneme süresi iki ayı geçemez.

Pazarlamacının pazarlama işlerini yürütmesi, kendi kusuru olmaksızın imkânsız hâle gelir ve sözleşme veya kanun gereği bu hâlde bile kendisine ücret ödenmesi gerekirse ücret, sabit ücrete ve komisyonun kaybı sebebiyle ödenebilecek uygun tazminata göre belirlenir. Ancak komisyon, ücretin beşte birinden az ise, komisyon kaybı sebebiyle tazminat ödenmeyeceği yazılı olarak kararlaştırılabilir.

Harcamaların tamamen veya kısmen sabit ücrete veya komisyona dâhil edilmesine ilişkin anlaşmalar kesin olarak hükümsüzdür. Pazarlamacı hapis hakkına sahiptir. Pazarlamacı, araç ve taşıma belgelerini, fiyat tarifelerini, müşterilerle ilgili kayıtlar ile diğer belgeleri alıkoyamaz.

Sözleşmenin sona ermesi normal hükümlere tabidir ama bazı özel fesih süreleri öngörülmüş.

Komisyon, sabit ücretin en az beşte birini oluşturuyor ve önemli mevsimlik dalgalanmalardan etkileniyorsa işveren, bir önceki mevsimin sona ermesinden beri kendisiyle çalışmaya devam eden pazarlamacının sözleşmesini, yeni mevsim sırasında iki aylık fesih süresine uyarak feshedebilir. pazarlamacı da, kendisini bir önceki mevsim sonuna kadar çalıştırmış ve bundan sonra da çalıştırmaya devam eden işverene karşı, bir sonraki mevsimin başlamasına kadar olan dönemde, iki aylık fesih süresine uyarak sözleşmeyi feshedebilir. Sözleşmenin sona ermesine kadar işverene iletilen bütün siparişler için komisyon ödenir.

EVDE HİZMET SÖZLEŞMESİ

Evde hizmet sözleşmesi, işverenin verdiği işi, işçinin kendi evinde veya belirleyeceği başka bir yerde, bizzat veya aile bireyleriyle birlikte bir ücret karşılığında görmeyi üstlendiği sözleşmedir.

Genel hizmet sözleşmesi niteliğindedir. Şekle tabi değildir. İşveren gerçek veya tüzel kişi olabilir. Ama işçi gerçek kişi olmak zorunda.

İşveren, işçiye her yeni iş verişinde genel çalışma koşulları dışında kalan ve o işe özgü özellikleri bildirir; gerekiyorsa işçi tarafından sağlanacak malzemeyi, bu malzemenin sağlanması için kendisine ne miktarda ödemede bulunacağını ve iş için ödeyeceği ücreti de işçiye YAZILI olarak bildirir. İşin verilmesinden önce malzeme için ödenecek bedel ve iş için ödenecek ücret yazıyla bildirilmemişse, bu işlerde uygulanan alışılmış bedel ve ücret ödenir.

İşçi, işe zamanında başlamak, işi kararlaştırılan zamanda bitirmek ve çalışmanın sonucunu işverene teslim etmekle yükümlüdür. İş, işçinin kusuruyla ayıplı olarak görülmüşse işçi, giderilmesi mümkün olan ayıpları, masrafı kendisine ait olmak üzere gidermek zorundadır.

Malzeme ve iş araçları işveren tarafından sağlanmışsa, işçi bunları gereken özeni göstererek kullanmak, bundan dolayı hesap vermek, ayrıca kalan malzeme ile iş araçlarını da işverene teslim etmekle yükümlüdür. İşçi işi görürken, kendisine teslim edilen malzemenin veya iş araçlarının bozuk olduğunu belirlerse, durumu hemen işverene bildirir ve işe devam etmeden önce, onun talimatını bekler. İşçi, kendisine teslim edilen malzeme veya iş araçlarını kendi kusuruyla kullanılmaz hâle getirirse, işverene karşı onun kullanılmaz hâle geldiği gündeki rayiç bedeli kadar sorumludur.

İşveren, işçinin üreterek teslim ettiği ürünü inceler; varsa bulduğu ayıpları teslimden başlayarak 1 hafta içinde işçiye bildirir. Süresinde bildirim yapılmamışsa, ürün mevcut durumuyla kabul edilmiş sayılır.

Yapılan işin ücreti, işçi, işveren tarafından aralıksız olarak çalıştırıldığı takdirde, 15 günde bir veya işçinin rızasıyla ayda bir; aralıklı olarak çalıştırıldığı takdirde, ürünün her tesliminde ödenir. Her ücret ödenmesinde işçiye, bir hesap özeti verilir. Hesap özetinde, varsa kesintilerin miktarı ve sebebi de gösterilir.

İşçiyi aralıksız biçimde çalıştıran işveren, ürünü kabulde temerrüde düştüğü veya işçinin kusuru olmaksızın çalışma engellendiği takdirde, ona ücretini ödemekle yükümlüdür.

ESER SÖZLEŞMESİ

Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Tam 2 tarafa borç yükler. Şekil şartı yoktur. Ancak yüklenicinin bir taşınmaz mülkiyeti geçirme borcu ile yapılan eser sözleşmelerinin geçerliliği resmi şarta bağlıdır. Rızaidir. Edim, sürekli değildir, ifa ile sona erer. Eser kavramı maddi olmayan şeyleri de kapsar. Mesela çeviri yapılması, bilgisayar programı hazırlanması, şarkı söylemeyi taahhüt etmek. Maddi olmayan sonucun vaat edilebilir olması gerek. O yüzden ameliyat yaptırmak, diş yaptırmak gibi yükümler eser sözleşmesine konu olmaz, çünkü bunların sonuçları kişilerin iradesi dışındadır, bunlar vekalete konu olur. Estetik ameliyatlarda vekalet hükümlerinin uygulanabileceği söylenir.

Bir şeyi değiştirmek veya tamir etmek de eser meydana getirmektir. Önemli olan şeyin öncekinden farklı olmasıdır. Ücret miktarının önceden belirlenmiş olması şart değildir.

Yüklenici sadakat borcuna aykırı davranırsa bu sebeple doğan zararın tazminini eser akde uygun olarak vücuda ve teslim edilmiş olsa dahi istenebilir. Yüklenici bundan bir kar elde etmişse iş sahibi karın kendisine devrini isteyebilir. Sadakat borcunu ağır ihlal etmişse yüklenici sözleşmeden dönebilir.

Yüklenici özen borcuna aykırı davranırsa zararları tazmin etmeli. Kusuru sebebiyle eser ayıplı hale gelirse (teslimden önce) iş sahibi eseri düzeltmesi için yükleniciye süre vermeli. Sonuç alınmazsa başkasına düzelttirileceği ihtarında bulunulur. Dilerse başkasına vermeyip seçimlik haklarını da kullanabilir.

Kural olarak eser yüklenici tarafından bizzat yapılmalıdır. Ama eserin yapımında yüklenicinin kişisel özellikleri önemli değilse başkasına da yaptırılabilir. Kişisel niteliklerinin önemli olmadığını yüklenici ispatlar. İşin şahsen ifasında yüklenici yardımcı şahıs çalıştırabilir. Ama bu durum daha düşük nitelikte bir eser ortaya çıkaracaksa yardımcı kişi kullanılmamalıdır. Kusursuzluğunu ispatlamadığı sürece yüklenici, işi bizzat yapmamasından doğan zararları karşılamak zorundadır.

Yüklenicinin işi başkasına yaptırması ve alt yüklenici kavramı

Alt yüklenici kendi ad ve hesabına eseri yapar. İşin mahiyetinin alt devre müsait olması gerek. Asıl iş sahibi ile alt yüklenici arasında hiçbir ilişki mevcut değildir. Sadece ilk yükleniciye karşı sorumludur. Asıl iş sahibi alt yükleniciye emir veremez. Yüklenici, alt yükleniciye nezaret etmemekten dolayı sorumlu tutulamaz.

Malzeme yüklenici tarafından karşılanıyorsa, yüklenici, bu malzemenin ayıplı olmasından dolayı iş sahibine karşı satıcı gibi sorumludur.

Eğer işin yapılmasındaki gecikme, yüklenicinin işi zamanında bitiremeyeceğini açıkça gösteriyorsa iş sahibi süre vermeye gerek olmadan sözleşmeden dönebilir.

İfa yeri kararlaştırılmadıysa aranılacak borç sayılır. Şeyin olduğu yerdir.

Yüklenicinin beklenmedik hal sebebiyle zararını karşılaması için kusurlu olması gerekir.

İş sahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır. Taraflardan her biri, giderini karşılayarak, eserin bilirkişi tarafından gözden geçirilmesini ve sonucun bir raporla belirlenmesini isteyebilir. Eserdeki ayıbın önemli olmasına gerek yoktur. İkincil ayıplar da yüklenici sorumluluğundadır.

Ayıp iş sahibine yüklenilmiş olmamalı. İş sahibi açık veya örtülü olarak eseri kabul ederse yüklenici ayıba karşı sorumluluktan kurtulur. Ayıp bildiriminin yapılması şekle tabi değildir. Genel nitelikli beyanlarla ayıp bildirilmez, her ayıp ayrı ayrı gösterilmeli. İş sahibinin ayıptan dolayı seçimlik hakları vardır:

1. Eser iş sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme.

2. Eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme. (bozucu yenilik doğurur)

3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını isteme.

İş sahibinin genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. Eser, iş sahibinin taşınmazı üzerinde yapılmış olup, sökülüp kaldırılması aşırı zarar doğuracaksa iş sahibi, sözleşmeden dönme hakkını kullanamaz.

Ayıp iş sahibine yüklenebilecek bir sebepten doğmuşsa iş sahibi bu seçimlik haklarını kullanamaz. Eğer yüklenici ayıbı kasten saklarsa iş sahibi kabul etmiş olsa bile yüklenici ayıp sorumluluğundan kurtulamaz.

Zamanaşımı: Yüklenici ayıplı bir eser meydana getirmişse, bu sebeple açılacak davalar, teslim tarihinden başlayarak, taşınır eserlerde 2 yılın; taşınmaz yapılarda ise 5 yılın ve yüklenicinin ağır kusuru varsa, ayıplı eserin niteliğine bakılmaksızın 20 yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. İşin bitim tarihinden itibaren hesaplanır.

Bedel götürü olarak belirlenmişse yüklenici, eseri o bedelle meydana getirmekle yükümlüdür. Eser, öngörülenden fazla emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile yüklenici, belirlenen bedelin artırılmasını isteyemez. Eser, öngörülenden az emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile işsahibi, belirlenen bedelin tamamını ödemekle yükümlüdür. Uyarlama hükümleri burada da uygulanır. Kural olarak ücret, eserin teslim anında muaccel olur. Yüklenicinin ücret alacağı, muaccel olduğu günden itibaren 5 yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alacaklının yerinde ifa edilir.

Taraflar anlaşarak eser sözleşmesini sona erdirebilir.

Yaklaşık bedelin aşılması: Başlangıçta yaklaşık olarak belirlenen bedelin, iş sahibinin kusuru olmaksızın aşırı ölçüde aşılacağı anlaşılırsa iş sahibi, eser henüz tamamlanmadan veya tamamlandıktan sonra sözleşmeden dönebilir. Eser, iş sahibinin arsası üzerine yapılıyorsa iş sahibi, bedelden uygun bir miktarın indirilmesini isteyebileceği gibi, eser henüz tamamlanmamışsa, yükleniciyi işe devamdan alıkoyarak, tamamlanan kısım için hakkaniyete uygun bir bedel ödemek suretiyle sözleşmeyi feshedebilir.

İş sahibi, eserin tamamlanmasından önce yapılmış olan kısmın karşılığını ödemek ve yüklenicinin bütün zararlarını gidermek koşuluyla sözleşmeyi feshedebilir.

Eserin yok olması: Eser teslimden önce beklenmedik olay sonucu yok olursa iş sahibi, eseri teslim almada temerrüde düşmedikçe yüklenici, yaptığı işin ücretini ve giderlerinin ödenmesini isteyemez. Bu durumda malzemeye gelen hasar, onu sağlayana ait olur.

Eserin iş sahibince verilen malzeme veya gösterilen arsanın ayıbı veya iş sahibinin talimatına uygun yapılması yüzünden yok olması durumunda yüklenici, doğabilecek olumsuz sonuçları zamanında bildirmişse, yaptığı işin değerini ve bu değere girmeyen giderlerinin ödenmesini isteyebilir. İş sahibinin kusuru varsa, yüklenicinin ayrıca zararının giderilmesini de isteme hakkı vardır.

Eserin tamamlanması, iş sahibi ile ilgili beklenmedik olay dolayısıyla imkânsızlaşırsa yüklenici, yaptığı işin değerini ve bu değere girmeyen giderlerini isteyebilir. İfa imkânsızlığının ortaya çıkmasında iş sahibi kusurluysa, yüklenicinin ayrıca tazminat isteme hakkı vardır.

Yüklenicinin ölümü veya yeteneğini kaybetmesi: Yüklenicinin kişisel özellikleri göz önünde tutularak yapılmış olan sözleşme, onun ölümü veya kusuru olmaksızın eseri tamamlama yeteneğini kaybetmesi durumunda kendiliğinden sona erer. Bu durumda iş sahibi, eserin tamamlanan kısmından yararlanabilecek ise, onu kabul etmek ve karşılığını vermekle yükümlüdür

VEKALET SÖZLEŞMESİ

Rızaidir. Tek tarafa borç yükler. Ama aksi kararlaştırılabilir. İş görme borcu doğuran sözleşmelerdendir. Şekle bağlı değildir. Hatta şekle bağlı bir işlemin yapılması için verilen vekalet bile şekle tabi değildir.

Şu hallerde vekalet sözleşmesi şekle tabidir:

1. Taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının geçirilmesi için yapılan vekalet sözleşmesi NOTERDE DÜZENLENİR.

2. Taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmeleri YAZILI yapılır.

3. Kredi emri YAZILI yapılır.

Vekalet sözleşmesinin konusu MADDİ FİİLSE maddi fiillere ilişkin vekaletten bahsedilir. Konu hukuki işlem benzeri fiilse hukuki fiillere ilişkin vekalet denir. Vekalete ilişkin hükümler, uygun düştüğü ölçüde işgörme sözleşmelerine de uygulanır. İş, başkasının menfaatine yapılmalıdır ama işin görülmesi vekilin de işi görülen kimse yanında menfaatinin bulunması vekalet sözleşmesinin meydana gelmesini engellemez. Örneğin avukatın da ücretten dolayı kendi menfaati vardır. İş görme, vekalet verenden başkasına ait de olabilir. Ama bu durum, 3. Kişi yararına tam sözleşme şeklinde yapılmalıdır. Vekalet, hem vekalet verenin hem de 3. Kişinin menfaatine de yapılabilir. Vekil, vekalet verenin açık talimatına uymakla yükümlüdür. Vekalette iş görme, ZAMAN KAYDINA BAĞLI OLMAKSIZIN borçlanılır. Bu unsur vekaletle hizmet sözleşmelerini birbirinden ayırır. Vekaletle istenile sonuç, vekilin kusuru olmaksızın, vekil gerekli özeni göstermesine rağmen elde edilemezse, müvekkil buna katlanır. Bu da vekaletin eser sözleşmesinden farkıdır. Eser sözleşmesinde sonuç istenir çünkü. Vekalet sözleşmesinin geçerli olması için vekalet konusunun hukuka, ahlaka uygun olması gerekir.

Kendisine bir işin görülmesi önerilen kişi, bu işi görme konusunda resmî sıfata sahipse veya işin yapılması mesleğinin gereği ise ya da bu gibi işleri kabul edeceğini duyurmuşsa, bu öneri onun tarafından hemen reddedilmedikçe, vekâlet sözleşmesi kurulmuş sayılır.

Ücret vekaletin zorunlu bir unsuru değildir. Ama ücret 3 halde sözleşmenin zorunlu unsuru haline gelebilir:

1. Sözleşmeyle kararlaştırılmışsa: önce veya sonra kararlaştırılabilir.

2. Teamül gerektiriyorsa

3. Özel kanunlarda öngörülmüşse: vasiyeti yerine getirme görevlisi, avukat, tacirler…

Vekil vekalet veren bağımlı değildir! Vekâlet veren ve vekil, her zaman sözleşmeyi tek taraflı olarak sona erdirebilir. Ancak, uygun olmayan zamanda sözleşmeyi sona erdiren taraf, diğerinin bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür.

Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir. Vekâlet, özellikle vekilin üstlendiği işin görülmesi için gerekli hukuki işlemlerin yapılması yetkisini de kapsar. Vekil, özel olarak yetkili kılınmadıkça dava açamaz, sulh olamaz, hakeme başvuramaz, iflas, iflasın ertelenmesi ve konkordato talep edemez, kambiyo taahhüdünde bulunamaz, bağışlama yapamaz, kefil olamaz, taşınmazı devredemez ve bir hak ile sınırlandıramaz.

Vekilin vekalet veren adına bağışta bulunması ancak verilmesi adet olan hediye ve bahşişler için olursa özel yetki aranmaz. Vekil vekaletin kapsamını maddi fillerde aşarsa eser sözleşmesinde olduğu gibi bir indirime gidilebilir. Vekil, kaza sonucu ortaya çıkan zararlardan da sorumludur. Vekil sınırı hukuki işlemlerde aşarsa yetkisiz temsilci olur, vekalet verenin onayı gerekir.

Vekilin sadakat ve özen borcu vardır. Sonuçtan değil faaliyetten sorumludur. Özen borcunun ihlalinden sorumlu tutulabilmesi için vekilin kusurlu olması gerekir.

Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir. Bu bir alt vekalet değildir. Yardımcı kişidir, 116 ya gidilir. Alt vekalet ise vekilin vekaletten doğan borçlarının ifası için kendi adına yaptığı sözleşmeyle başkasını tevdi etmesidir.

Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür.

Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır.

Vekil, yetkisi dışına çıkarak işi başkasına gördürdüğünde, onun fiilinden kendisi yapmış gibi sorumludur. Vekil başkasına vekâlet vermeye yetkili ise, sadece seçmede ve talimat vermede gerekli özeni göstermekle yükümlüdür. Vekâlet veren, her iki durumda da vekilin kendi yerine koyduğu kişiye karşı sahip olduğu hakları, doğrudan doğruya o kişiye karşı ileri sürebilir.

Vekil, vekâlet verenin açık talimatına uymakla yükümlüdür. Ancak, vekâlet verenden izin alma imkânı bulunmadığında, durumu bilseydi onun da izin vereceği açık olan hâllerde, vekil talimattan ayrılabilir. Bunun dışındaki durumlarda vekil, talimattan ayrılırsa, bundan doğan zararı karşılamadıkça işi görmüş olsa bile, vekâlet borcunu ifa etmiş olmaz.

Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir. Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır.

Vekil, vekâlet verenin istemi üzerine yürüttüğü işin hesabını vermek ve vekâletle ilişkili olarak aldıklarını vekâlet verene vermekle yükümlüdür. Vekil, vekâlet verene tesliminde geciktiği paranın faizini de ödemekle yükümlüdür.

Bir kişiye birlikte vekâlet verenler, vekile karşı müteselsil olarak sorumludurlar. Vekâleti birlikte üstlenenler, vekâletin ifasından müteselsil olarak sorumludurlar ve yetkilerini başkalarına devir hakları olmadıkça, vekâlet vereni, ancak birlikte yaptıkları fiil ve işlemleriyle borç altına sokabilirler.

Vekâlet veren, vekâletin gereği gibi ifası için vekilin yaptığı giderleri ve verdiği avansları faiziyle birlikte ödemek ve yüklendiği borçlardan onu kurtarmakla yükümlüdür. Vekil, vekâletin ifası sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini vekâlet verenden isteyebilir. Ancak vekâlet veren, kusuru bulunmadığını ispat ederek bu sorumluluktan kurtulabilir.

***ÖNEMLİ:

- Vekaletin yöneldiği sonuç gerçekleşmişse, ifanın gereği gibi ve tam olarak yapıldığı kabul edilir, ayrıca vekilin özen borcunu yerine getirip getirmediğine bakılmaz. Başarılı sonuç, özen eksikliğini götürür.

- Vekil, özen borcunu yerine getirmiş ama sonuç elde edilememişse vekaletin gereği gibi ifa edildiği sonucuna yine varılır.

- Vekilin gereği gibi ifa etmediği durumlarda özeni göstermemesi ve sonucun da gerçekleşmemesi durumunda, ifa borcu tazminat borcuna dönüşür.

İstifa ve azil: Vekâlet veren ve vekil, her zaman sözleşmeyi tek taraflı olarak sona erdirebilir. Ancak, uygun olmayan zamanda sözleşmeyi sona erdiren taraf, diğerinin bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür.

Sözleşmeden veya işin niteliğinden aksi anlaşılmadıkça sözleşme, vekilin veya vekâlet verenin ölümü, ehliyetini kaybetmesi ya da iflası ile kendiliğinden sona ermiş olur. Bu hüküm, taraflardan birinin tüzel kişi olması durumunda, bu tüzel kişiliğin sona ermesinde de uygulanır. Bu hüküm emredici değildir, yani taraflar aksini kararlaştırabilir veya işin niteliğinden anlaşılabilir. Vekâletin sona ermesi vekâlet verenin menfaatlerini tehlikeye düşürüyorsa, vekâlet veren veya mirasçısı ya da temsilcisi, işleri kendi başına görebilecek duruma gelinceye kadar, vekil veya mirasçısı ya da temsilcisi, vekâleti ifaya devam etmekle yükümlüdür.

Vekilin sözleşmenin sona erdiğini öğrenmeden önce yaptığı işlerden, vekâlet veren ya da mirasçıları sözleşme devam ediyormuş gibi sorumludur.

VEKALETSİZ İŞ GÖRME

Gerçek vekaletsiz iş görme: hukuki işlem benzeri fiildir. iş gören iş sahibinin menfaati ve amacına davranmalı. O yokken kırılan camını tamir etmek gibi.

Gerçek olmayan vekaletsiz iş görme: haksız fiildir. bilerek ya da bilmeyerek başkasının işini kendi işiymiş gibi ve kendisine menfaat sağlamak üzere yapmaktır. Bu alacak, 2 yıllık zamanaşımına tabidir.

İş görme olumlu faaliyettir. İhmal hali iş görme sayılmaz. Mümeyyiz olmayanlar vekaletsiz iş gören sıfatını alamaz. İş sahibi o işi yasaklamamış olacak.

İşin görülmesi: Vekâleti olmaksızın başkasının hesabına iş gören, o işi sahibinin menfaatine ve varsayılan iradesine uygun olarak görmekle yükümlüdür.

Sorumluluk: Vekâletsiz iş gören, her türlü ihmalinden sorumludur. Ancak, iş gören bu işi, iş sahibinin karşılaştığı zararı veya zarar tehlikesini gidermek üzere yapmışsa, sorumluluğu daha hafif olarak değerlendirilir. İş gören, iş sahibinin açıkça veya örtülü olarak yasaklamış olmasına karşın bu işi yapmışsa ve iş sahibinin yasaklaması da hukuka veya ahlaka aykırı değilse, beklenmedik hâlden de sorumlu olur. Ancak, iş gören o işi yapmamış olsaydı bile, bu zararın beklenmedik hâl sonucunda gerçekleşeceğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.

İş görenin ehliyetsizliği: İş gören, sözleşme ehliyetinden yoksunsa, yaptığı işlemden ancak zenginleştiği ölçüde veya iyiniyetli olmaksızın elinden çıkardığı zenginleşme miktarıyla sorumlu olur. Haksız fiillerden doğan daha kapsamlı sorumluluk saklıdır.

İş sahibinin hak ve borçları

İşin iş sahibinin menfaatine yapılması hâlinde: İş sahibi, işin kendi menfaatine yapılması hâlinde, iş görenin, durumun gereğine göre zorunlu ve yararlı bulunan bütün masrafları faiziyle ödemek ve gördüğü iş dolayısıyla üstlendiği edimleri ifa etmek ve hâkimin takdir edeceği zararı gidermekle yükümlüdür. Bu hüküm, umulan sonuç gerçekleşmemiş olsa bile, işi yaparken gereken özeni göstermiş olan iş gören hakkında da uygulanır. İş gören, yapmış olduğu giderleri alamadığı takdirde, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ayırıp alma hakkına sahiptir.

İşin iş görenin menfaatine yapılması hâlinde: İş sahibi, kendi menfaatine yapılmamış olsa bile, iş görmeden doğan faydaları edinme hakkına sahiptir; ancak zenginleştiği ölçüde, iş görenin masraflarını ödemek ve giriştiği borçlardan onu kurtarmakla yükümlüdür.

İşin iş sahibi tarafından uygun bulunması hâlinde: İş sahibi yapılan işi uygun bulmuşsa, vekâlet hükümleri uygulanır.

 
 
 

Comentários


bottom of page